-
1 topu atmak
а) вы́лететь в трубу́, прогоре́тьб) оста́ться на второ́й год -
2 topu atmak
sink the shop, go over the cliff -
3 topu atmak
to go bankrupt, to go bust -
4 kar topu atmak
to snowball -
5 topu yükseğe atmak
topu yükseğe atmak (golf)v. loft -
6 top
мяч (м) пу́шка (ж)* * *1.1) мячfutbol topu — футбо́льный мяч
2) кру́глая часть / дета́ль (в аппаратах, приборах)duvar saatinin topu — ма́ятник стенны́х часо́в
kantarın topu — ги́ря безме́на
3) руло́н (бумаги, ткани)bir top basma — [оди́н] руло́н си́тца
4) сто́пкаdefter topları — сто́пки тетра́дей
5) пу́шка, [артиллери́йское] ору́диеtop ateşi — артиллери́йский ого́нь
top hizmeti — оруже́йный расчёт
topa tutmak — держа́ть под обстре́лом, брать под обстре́л
ağır top — тяжёлая пу́шка, тяжёлое ору́дие
hafif top — лёгкая пу́шка, лёгкое ору́дие
6) гомосексуали́ст2.кру́глый; шарови́дный3. в соч.topağaç — кругля́к
••- topu- top etmek
- top gibi patlamak
- top gibi gürlemek
- top top -
7 top
I s1) (futbol \topu) Ball m\topu sürmek den Ball führen2) (bilardo \topu) Kugel f3) (kumaş \topu) Ballen m\topu atmak ( iflas etmek) pleitegehen; ( sınıfta kalmak) sitzen bleibenhaber \top gibi patladı die Nachricht schlug ein wie eine Bombe5) ( hepsi)gayretlerin \topu all die Mühe6) (sl) Schwule(r) m\top gibi kugelrund -
8 bowl
kâse, tas, çanak; bovling topu,(kriket, bovling) topu atmak; bovling oynamak; yuvarlamak; (along ile) hizla geçip gitmek -
9 лопаться
kopmak,çatlamak,patlamak; suya düşmek* * *1) kopmak; çatlamak ( трескаться); patlamak ( разрываться)струна́ ло́пнула — tel koptu / kopuktur
стака́н ло́пнул — bardak çatladı
нары́в ло́пнул — çıban patladı
2) перен. suya düşmek; topu atmak ( о банке)э́то де́ло ло́пнуло — bu iş suya düştü
э́та у́тка бы́стро ло́пнула — bu balon çabuk söndü
••он ло́пнет от за́висти — hasedinden çatlayacak
у неё ло́пнуло терпе́ние — sabrı tükendi / taştı
-
10 салютовать
несов., сов.selamlamak; selam topu atmakсалютова́ть кому-л. фла́гом — мор. birini sancakla selamlamak
-
11 go over the cliff
batmak, topu atmak -
12 sink the shop
iflâs etmek, topu atmak, dükkânı batırmak, işi gizli tutmak -
13 go over the cliff
batmak, topu atmak -
14 sink the shop
iflâs etmek, topu atmak, dükkânı batırmak, işi gizli tutmak -
15 бросать
atmak,bırakmak,fırlatmak,savurmak; salmak,göndermek; terk etmek,el çekmek* * *несов.; сов. - бро́сить1) atmak; bırakmak; fırlatmak, savurmak ( швырять)броса́ть грана́ты — el bombası atmak / fırlatmak
броса́ть мяч в во́здух — topu havaya fırlatıp fırlatıp tutmak
броса́ть в кого-л. камня́ми — (birini) taşlamak / taşa tutmak
броса́ть я́корь — demir atmak
броса́ть трап — iskele atmak
2) ( выбрасывать) atmak3) ( быстро перемещать) gönderivermek; salmakбро́сить про́тив забасто́вщиков полице́йских — grevcilerin üstüne polis salmak
броса́ть диви́зию в бой — tümeni savaşa sürüvermek
(волно́й) ло́дку бро́сило в сто́рону — dalga kayığı yana sürükleyiverdi
маши́ну броса́ло из стороны́ в сто́рону — araba bir o yana bir bu yana sallana sallana yürüyordu
бро́сить взгляд на кого-что-л. — bir göz atmak, nazar atmak
бро́сить злой взгляд — ters bir bakış fırlatmak
со́лнце бро́сило луч на... — güneş......yi aydınlatıverdi
4) bırakmak, terketmek; el çekmekбро́сить шко́лу — okulu terketmek
бро́сить жену́ — karısını bırakmak
броса́ть кури́ть — sigarayı / tütünü bırakmak
бро́сить воровство́ / ворова́ть — hırsızlıktan el çekmek
он бро́сил все дела́ и прие́хал — işlerini yüzüstü bıraktı, geldi
бро́сить кого-л. на полпути́ — yarı yolda bırakmak
5) в соч.меня́ бро́сило в дрожь — beni bir titreme alıverdi
его́ бро́сило в пот — onu ter bastı
••брось ты э́ту зате́ю! — vazgeç bu sevdadan!
да брось ты?! - Ей бо́гу, пра́вда! — hadi be sen de! - Vallahi doğru söylüyorum!
зря броса́ть де́ньги / деньга́ми — boşuna para savurmak
броса́ть гря́зью в кого-л. — (birine) çamur / zifos atmak
-
16 lob
(topu) havada kavis çizecek biçimde atmak ya da bu sekilde topa vurmak (kriket ve tenis) uzun kavis çizecek biçimde atilan top -
17 pass the buck
topu baskasina atmak -
18 бросаться
atılmak,saldırmak* * *несов.; сов. - бро́ситься1) atmak; atışmakброса́ться снежка́ми (друг в друга) — kar topu atışmak
2) atılmak; üstüne atılmak, saldırmak ( нападать)броса́ться вперёд — ileri atılmak
бро́ситься на врага́ — düşmanın üzerine atılmak
броса́ться на по́мощь — yardımına koşmak
мы бро́сились на у́лицу — dışarı / sokağa fırladık
ребёнок бро́сился к ма́тери — çocuk annesine doğru atıldı
бро́ситься ничко́м на посте́ль — kendini yüzü koyun yatağın üzerine atmak
бро́ситься на ше́ю кому-л. (от радости) — (birinin) boynuna atılmak
3) kendini... atmakбро́ситься с моста́ — kendini köprüden (aşağı) atmak / bırakmak
••броса́ться в глаза́ — göze çarpmak
таки́ми предложе́ниями не броса́ются — teklifin böylesi yabana atılmaz
вино́ бро́силось ему́ в го́лову — şarap başına vurdu
броса́ться как бык на кра́сное — azgın boğanın kırmızı görünce saldırdığı gibi saldırmak
-
19 перекидывать
несов.; сов. - переки́нуть1) сов. перекида́ть atmakпереки́дывать дрова́ с грузовика́ на зе́млю — kamyondaki odunları birer birer yere atmak
2) сов. переки́нуть atmakпереки́нуть мяч через сте́ну — topu duvarın üzerinden atmak
-
20 top
top1 <- pu> Geschütz n, Kanone f;top arabası Lafette f;top atımı Kanonenschuss m;top gibi blitzschnell;-i topa tutmak v/t unter Feuer nehmen; fig heftig angreifen;top2 <- pu> Ball m; Kugel f; (Papier)Ballen m; Knauf m (der Pistole); (a topu topu) alle zusammen, alles in allem, insgesamt; (die) Gesamtheit; Haufen m;top başı Eröffnung f der Spielsaison;top oynamak Ball spielen;su topu Wasserball m
- 1
- 2
См. также в других словарях:
topu atmak — argo 1) iflas etmek Biz kim oluyoruz ki veresiye verelim, iki günde topu atarız. M. Ş. Esendal 2) sınıfta kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
topu dikmek — 1) ayakla topu hızlı bir biçimde havaya doğru atmak 2) mec. ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
topu taca atmak — sp. 1) karşılaşmada topu yan çizgi dışına çıkarmak 2) mec. konuşulan konuyu saptırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şut atmak (veya çekmek) — topu sert ve hızlı bir biçimde kaleye atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
auta atmak — sp. topu sahadan dışarıya atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
iftira atmak — iftira etmek Elin nur topu gibi kızına iftira atmak doğru mu? A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
top — is. 1) Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne Havası boşalmış bir futbol topu... A. Gündüz 2) Bazı aletlerde bulunan toparlağımsı parça Kantarın topu. Duvar saatinin topu. 3) Kumaş, kâğıt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
orta — is. 1) Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre Yılın ortası.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
şut — is., sp., İng. shoot Futbolda bir oyuncunun topu kaleye sokmak için ayağıyla yaptığı sert ve hızlı vuruş Sol ayağımla değil şutu atmak, topa dokunmak bile mümkün olmaz. B. R. Eyuboğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük